Sayılı günler çabuk geçiyor.
Tatil, öğrencilerin pek çoğu için daha uzunca bir süre devam edecek olsa da sınava girenler için asıl zor günler, tercih ve kayıt süreciyle birlikte başlayacak.
Öğretmenlerimiz için hizmet içi eğitim, yeni atanacak olanlar için ise mülakatlar, görünen o ki oldukça sıkıntılı geçecek.
Liselere Giriş Sınavı (LGS) sonuçları ay sonunda, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları da takvime göre 17 Temmuz’da açıklanacak. Peki, öğrencileri ve ailelerini nasıl bir tablo bekliyor?
LGS’ye bir milyonu aşkın öğrenci girdi. Sınavla öğrenci alan liselerin toplam kontenjanı, meslek liseleri ve imam hatipler de dahil 200 bin civarında. Yani merkezi sistemle yerleştirmeye fazla bel bağlamamak gerekir. Şimdiden okul aramakta yarar var. Yoksa yakın çevrenizde çocuğunuzu gönül rahatlığıyla gönderecek bir okul bulamayabilirsiniz. Hem de iyi bir LGS puanı ve iyi bir diploma notu olmasına rağmen!..
Kolej ücretleri her zamankinden çok daha fazla cep yakacak ama makul ücretle çok iyi eğitim veren butik okullar da var. Onları da şimdiden araştırmalısınız.
Neden mi? Son dakika kararları hep yanıltıcı olabiliyor da o yüzden. Bu yıl liseye girmek üniversiteye girmekten çok daha zor.
Ortaokullardan bu yıl bir milyon 200 bin aday mezun oldu, zorunlu eğitim nedeniyle tümü liseye devam etmek zorunda.
Yine bu yıl 9. sınıflara getirilen sınıf tekrarı nedeniyle çok sayıda öğrencinin sınıfta kaldığı biliniyor. MEB, “telafi söz konusu” dedi ama bunun ne olacağı ve ne kadar öğrenciyi etkileyeceği henüz belli değil.
Her ne kadar “Sınıf mevcutları 13-14 kişiye indi” yönünde açıklamalar yapılsa da bu yıl açıklanan bu rakamın dört katı sınıf mevcutları ile karşılaşırsak hiç şaşırtıcı olmaz.
Kayıt yaptıracak lise ararken bu ayrıntıya da özellikle dikkat etmenizde sonsuz yarar var…
Hizmet içi eğitim?
Öğretmenler için 24-28 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek olan mesleki çalışma programı, keşke online yapılsaydı diyen çok öğretmenimiz var.
Öğretmenlerimize tatilde bulundukları ilde bu programa katılma olanağı sağlandı ama gelen tepkiler, oturdukları yer ile gidecekleri okul arasındaki mesafenin hem çok uzun hem de aktarmalı ve pahalı olduğu yönünde.
Değişiklik yaptıranlar da var, yaptıramayanlar da. Uzun tatil kimilerini mutlu ederken, görünen o ki ulaşımda yaşanan zorluklar nedeniyle kimilerini de üzmüşe benziyor. MEB umarız bu acil soruna pratik bir çözüm getirir…
Üniversite sınavı
ÖSYM, YKS sonuçlarını açıklamak için neden 17 Temmuz’u bekliyor. O tarihe kadar çoktan bitmiş olur. Bir an önce açıklanmalı ki tercih süresi uzun olsun…
Velilere ve adaylara önerimiz, tercih konusunu olabildiğince ciddiye almaları.
Puanları ne olursa olsun girecekleri bir üniversite ve bölüm mutlaka olacaktır.
Başvuran sayısı çok gibi gözükse de başvurduğu halde sınava girmeyen, tercih hakkı olduğu halde tercih yapmayan yüz binlerce aday var.
Öncelikle öğrenim görmek istediğiniz kentleri artık belirleyin ve mümkünse mutlaka gidip görün. Kaydolduktan sonra giderseniz çok geç kalmış olursunuz ve son pişmanlığın geri dönüşü yoktur…
Barınma olanaklarından sosyal yapısına, ulaşımından üniversite dışı saatlerin nasıl ve nerede değerlendirileceğine kadar tüm ayrıntıları araştırın… Yine aynı şekilde seçeceğiniz fakülte ya da meslek yüksek okullarının da en azından bir ön elemesini yapmakta yarar var.
Bunu yaparken sadece bugünü değil geleceği de düşünün, popüler olanı değil sevdiğiniz ya da seveceğiniz mesleklere yönelin.
Şunu asla aklınızdan çıkarmayın:
Öğrencilik en fazla üç-beş yıl sürer ama seçeceğiniz meslekle bir ömür geçireceksiniz!
Yani meslek seçimi üniversite seçiminden çok daha önemlidir!..
Burs olanaklarını araştırın. Pek çok kentte, yerel yönetimlerin ve hayırseverlerin öğrencilere yönelik ciddi bursları ve yurtları var. Onları da bir bir araştırmalısınız…
Peki, tercih sıralaması nasıl yapılacak? Zamanı geldiğinde elbette onları da paylaşacağız ama önemli olan ne yüzdelik dilim ne puan ne üniversite ne de popülaritesidir.
Önemli olan sizsiniz. Sizin için en doğru kent, en doğru bölüm hangisi ise en iyi üniversite, en iyi bölüm odur…
Özetin özeti: Girdiğiniz yere sevinmek varken, giremediğiniz yere üzülmek niye?..